Haber Odası ve Medya GLEIF Blog

Tüzel Kişi Kimlik Kodu Haberleri: Ekim 2016 Güncellemesi

Global Legal Entity Identifier Foundation, Tüzel Kişi Kimlik Kodunun benimsenmesine ilişkin en son global gelişmelere genel bir bakış sunuyor


Yazar: Stephan Wolf

  • Tarih: 2016-10-27
  • Görünümler:

Kısa bir süre önce yayınlanan ve 'Finans Kurumları Veri Benzerliklerini Düzenlemeler Genelinde Nasıl Güçlendiriyor: Mevzuat Uyumluluğuna Ahenkli Bir Yaklaşım Çalışması' başlıklı Thomson Reuters raporu, "önümüzdeki iki yıl içinde finans kurumlarının yüzde 88'inin stratejik olarak düzenleyici birimler üzerinden çalışacağını" ortaya çıkarmıştır. (Kurum tarafından konuyla ilgili bir basın bülteninde belirtildiği üzere.)

"Finans kurumlarının veri yönetimine ahenkli yaklaşımın yararlarını anlamaları, onlara çok sayıdaki global düzenlemeler genelinde var olan veri benzerliklerini güçlendirme olanağı sağlamaktadır. Katılımcıların yüzde 79'u tarafından tanımlanan ana avantaj verilerin sektör genelindeki uyumluluğudur; ardından kurumsal verimlilik (yüzde 63), maliyet tasarrufu (yüzde 50) ve kullanılan veri kaynaklarında görülen azalma (yüzde 44) gelmektedir. Bu bulgular, önde gelen finans kurumlarının düzenleyici veri yönetimine ilişkin zihniyetinde meydana gelen kaymayı vurgulamaktadır. (…) Çok sayıda yönetmeliğin benzer veya tamamlayıcı veri setleri gerektirmesi, kurumların var olan düzenleyici bilgileri ve iş akışı düzenlemelerini, mevcut içeriği birleştirecek ve daha uyumlu bir yaklaşım geliştirecek bir bakış açısıyla yeniden değerlendirmesine yol açmıştır." Rapor, diğer bulguların yanı sıra "düzenlemeler genelindeki müştereklik seviyesine göre en büyük emek getirisini sunduğu düşünülen veri türlerinin öncelikle kimlik kodları (örneğin Tüzel Kişi Kimlik Kodu) ve sınıflandırıcılar, ardından kredi derecelendirmeleri ve fiyatlandırma verileri olduğunu" da vurgulamaktadır.

Global Legal Entity Identifier Foundation (GLEIF), paydaşların Tüzel Kişi Kimlik Kodu (LEI) sunumuna ilişkin global gelişmeleri takip etmelerini kolaylaştıracak ilgili güncelleştirmeleri GLEIF Blogu üzerinden sağlamaktadır. Bu blog gönderisi 2016 yılının Ağustos ayından bu yana izlenen LEI haberlerini özetlemektedir.

Bu blogda alıntı yapılan kaynaklar aşağıda 'ilgili bağlantılar' bölümüne dahil edilmiştir.

Kanada: Bir LEI edinmek için uygun olan tüm yerel tarafların rapor edilebilir bir türevde işlem öncesinde bir LEI'sinin olması şarttır

29 Eylül 2016'da Mondaq tarafından bildirildiği üzere, "Alberta, British Columbia, New Brunswick, Newfoundland & Labrador, Northwest Territories, Nova Scotia, Nunavut, Prince Edward Island, Saskatchewan ve Yukon'daki menkul kıymet düzenleyicileri (Katılan Yetki Alanları) [Kanada Menkul Kıymetler İdarecileri] CSA Çok Yanlı Personel Bildirimi 91-305'i yayınladılar. Bu Bildirim, ürün belirleme ve işlem raporlama kurallarının (ve bunlara eşlik eden ilgili politikaların) belirli yönlerinin nasıl yorumlanması gerektiğine ilişkin belirli sorulara yanıt vermektedir." Bir LEI edinmek için uygun olan tüm yerel tarafların rapor edilebilir bir türevde işlem öncesinde bir LEI'sinin olması şarttır. "Taraflardan birinin bir birey olması veya bir LEI almak için uygun olmaması durumunda raporlayan taraf, raporu işlem veri havuzuna sunarken bu tarafı tek bir alternatif kimlik kodu ile tanımlamalıdır. Katılan Yetki Alanları muafiyeti, Açık Sipariş 96-501 Belirli Türevleri Raporlama Gerekliliklerinden Muafiyet biçiminde yayınlamıştır. Bir istisna olmadığı takdirde (…), bir raporlama tarafının diğer sözleşme tarafına bir LEI sağlamaması, işlem raporlama kural ihlali olarak görülecektir. Menkul kıymet düzenleyici birimler, LEI'lerin kullanımına ilişkin gelişmeleri izlemeye devam edeceklerini ve işlemler üzerinde daha fazla muafiyet, ek gereklilikler veya sınırlamaların yapılmasına izin verilip verilmeyeceğini düşünebileceklerini belirtmektedir."

AB: Avrupa girişim sermayesi fonları ve Avrupa sosyal girişim fonları düzenlemelerinde önerilen değişikliklere ilişkin Avrupa Merkez Bankası'nın görüşü – söz konusu fonların yöneticilerinin LEI kullanması gerekmektedir

14 Temmuz 2016'da Avrupa Komisyonu (Komisyon), Avrupa girişim sermayesi fonları (EuVECA) ve Avrupa sosyal girim fonları (EuSEF) düzenlemeleri için önerdiği değişiklikleri açıklamıştır. Komisyon'un ilgili basın bültenine göre "öneri, risk sermayesi ve sosyal projelere yönelik yatırımları artırmayı hedeflemekte ve yatırımcıların küçük ve orta ölçekli yenilikçi şirketlere yatırım yapmalarını kolaylaştırmaktadır. Komisyon, özellikle her ölçekten yöneticiye fon sağlamak için EuVECA ve EuSEF fon etiketlerini başlatmayı ve yatırım yapılabilecek şirketler aralığını genişletmeyi önermektedir. Komisyon ayrıca EuVECA ve EuSEF fonlarının sınır ötesi pazarlanmasını, Üye ülkeler tarafından uygulanan ücretleri açıkça yasaklayarak ve kayıt işlemlerini basitleştirerek daha hesaplı ve daha kolay hale getirmeyi de amaçlamaktadır."

Komisyon bu reformların, Avrupa'da risk sermayesini canlandırmak için aldığı bir dizi önlemin bir parçası olduğunu da sözlerine eklemiştir. Bunlar "büyük kurumsal yatırımcılardan, fonların bir pan-Avrupa girişim sermayesi fonu yoluyla sermaye çekmek ve SME'lerde ve işletmeye almalarda yatırımı beslemek için ulusal vergi teşviklerinde risk sermayesine yönelik en iyi uygulamaları geliştirmek üzere" Avrupa Birliği'nin (AB) bütçe desteğini içerir. Bu tedbirler Sermaye Piyasaları Birliği (CMU) Eylem Planı'nın, Avrupalı firmalar ve uzun vadeli projeler için fon kaynaklarını artırarak ve çeşitlendirerek pazara dayalı yatırımların kilidini açmayı amaçlayan kısmını oluşturur. Öneri aynı zamanda "Avrupa'nın büyüme ve vatandaşlarına iş sağlama potansiyeline ket vuran finans eksikliğini ele almak için kapsamlı bir strateji sağlayan" Avrupa Yatırım Planı ile de bağlantılıdır.

12 Eylül 2016'da Avrupa Merkez Bankası (ECB) yasa önerisine ilişkin görüşlerini açıkladı. ECB'nin bir görüş sunma yetkisi, önerilen Düzenleme Avrupa Merkez Bankaları Sistemi'nin finansal sistemin istikrarına ilişkin yetkin otoritelerce izlenen mali politikaları uygulama ve politikaların sorunsuz işletimine katkı sağlama görevini etkileyen hükümler içerdiğinden, Avrupa Birliği'nin İşleyişine Yönelik Antlaşma'nın ilgili hükümlerine dayandırılmıştır.

ECB, Uluslararası Menkul Kıymetler Kimlik Numarası (ISIN) ve LEI gibi uluslararası düzlemde uzlaşmaya varılmış standartların kullanımını "menkul kıymetler piyasalarında raporlama gerekliliklerini karşılayacak benzersiz tanımlayıcılar olarak" kuvvetle destekleme görüşünü yinelemektedir. İlgili girişim sermayesi fonları ve sosyal girişim fonlarına ilişkin standart bilgilerin sermaye piyasalarındaki tüm paydaşlara otomatik dağıtımına izin vermek için, söz konusu fon yöneticilerinin "kendilerini tanımlayan ve yönetmeyi planladıkları fonları niteleyen benzersiz tanımlayıcılar olarak" LEI'yi ve bu fonların birimlerini veya paylarını tanımlamak için ISIN'i kullanmaları gerekmektedir.

ECB bu görüşün yanı sıra "önerdiği zorunlu global LEI ve ISIN bildirme gerekliliğinin sadece belirli pazar segmentlerine değil, tüm finans piyasalarına uygulanması gerektiğini" de belirtmektedir. Bu tür bir uygulama finans piyasalarındaki tüm kurum, ürün ve işlemlerin ana özelliklerini içeren asgari düzeyde bir standart bilgiler setinin tüm paydaşların kullanımına sunulmasını sağlayacaktır. ECB bu görüşü doğrultusunda, uygun olan yerlerde ve uygulanabildiği ölçüde, CMU'yu destekleyen yasamaya ilişkin diğer değişikliklerin de, benzersiz tanımlayıcıların zorunlu bildirimini tesis etmesi gerektiğini belirtmektedir. Bu, standart bilgilerin sermaye piyasalarındaki tüm paydaşlara dağıtımını kolaylaştıran otomatik veri prosedürlerinin yerleştirilmesinin önünü açmaktadır."

Avrupa girişim sermayesi fonları (EuVECA) ve Yönetmeliği (EU) No. 345/2013 ve Avrupa sosyal girişim fonları (EuSEF) Yönetmeliği (EU) No. 346/2013'te değişiklik yapan bir Düzenleme önerisi, AB yasa koyucuları tarafından halen incelenmektedir.

AB: Avrupa Komisyonu işlem raporlama yükümlülüklerini ayrıntılı olarak belirten teknik standartları MiFIR kapsamında benimsemiştir – firmalar geçerli, düzenlenmiş ve gereken şekilde yenilenmiş LEI'ler kullanarak kimliklerinin tanımlanmasını sağlamalıdır

26 Ağustos 2016'da JD Supra Business Advisor tarafından rapor edildiği üzere "Avrupa Komisyonu, Finansal Araçlar Yönetmeliği'nde Piyasalar'a Düzenleyici Teknik Standartlar [RTS] biçiminde ilave yapan bir Komisyon Yetkili Düzenleme'yi benimsemiştir. MiFIR, 3 Ocak 2018'ten başlayarak, bir yatırım firmasının finansal araçlardaki işlemlerinin eksiksiz ve doğru ayrıntılarını, aşağıdaki iş gününün kapanmasından önce ulusal düzenleyicisine bildirmesini zorunlu kılacaktır. Raporlama yükümlülüğünün amaçlarından biri, piyasanın kötüye kullanımının izlenmesi dahil olmak üzere, ulusal düzenleyicilerin piyasa denetimini üstlenmesine yöneliktir."

Raporlama yükümlülüğüne uyum sağlamak için firmaların, kendilerini LEI'lerini kullanarak tanıtmaları, müşterilerini müşteri LEI'lerini kullanarak tanımlamaları, raporda belirtilen herhangi bir bireyi (benimsenen RTS'de verilen belirli formatları kullanarak) tanımlamaları ve ayrıca yatırım kararı veren herhangi bir birey veya algoritmayı tanımlamaları gerekecektir. Bir işlem raporu, bir firmanın veya müşterisinin pozisyonundaki tüm değişikliklere ilişkin bilgileri içermeli ve karşılıksız satışlar işaretlenmelidir. RTS şunu belirtmektedir: "İşlemlerin gerçekleştirilmesinden sorumlu yatırım firmalarının belirli ve verimli şekilde kimliklendirilmesini sağlamak için, bu firmaların işlem raporlama yükümlülükleri uyarınca sunulan işlem raporunda doğrulanmış, düzenlenmiş ve gereken şekilde yenilenmiş LEI'lerle tanımlanmalarını sağlamaları gerekir."

LEI'lerin yenilenmesine ilişkin ayrıntılı bilgi için, 'Veri Kalitesi ve Risk Yönetimi: Tüzel Kişi Kimlik Kodlarının Zamanında Yenilenmesinin Önemi' başlıklı GLEIF blog gönderisine başvurun (bkz. aşağıda verilen 'ilgili bağlantılar').

İrlanda: İrlanda Merkez Bankası'nın düzenleyici EMIR getirilerine yönelik tavsiyeleri – bir sözleşme tarafı kendi LEI ayrıntılarını, işlem ortakları ve tüm raporlama delegeleri ile paylaşmalıdır

Avrupa Piyasaları Altyapı Yönetmeliği (EMIR) 16 Ağustos 2012'de yürürlüğe girdi ve borsa dışı (OTC) türevler piyasalarının şeffaflığını artırmayı ve bu piyasalarla bağlantılı riskleri azaltmayı amaçlayan birtakım zorunlulukları uygulamaya koydu. 20 Ekim 2016'da Lexology, İrlanda Merkez Bankası'nın türev işlemlerin eksiksiz, doğru ve zamanında bildirilmesini sağlamak üzere firmaların EMIR'le uyumluluğunun nasıl artırılması gerektiğine ilişkin bazı tavsiyeler içeren bir sektör mektubu yayınladığını bildirdi. Tüm taraflar, özellikle bir EMIR Düzenleyici Getiri ('ERR') oluşturmak için gerekli olanlar dahil olmak kaydıyla bu tavsiyeleri dikkate almalı ve işlem raporlama süreç ve prosedürlerinde gerekli tüm değişiklikleri yapmalıdır." (…) Merkez Bankası'nın tavsiyeleri, delege edilmiş raporlama; işlem raporlamada bütünlük ve doğruluk; LEI ve Benzersiz İşlem Tanımlayıcısı (UTI) olmak üzere dört meseleyi ele almaktadır. "Bir sözleşme tarafı kendi LEI ayrıntılarını, işlem ortakları ve tüm raporlama delegeleri ile paylaşmalıdır. TR [işlem havuzu] verilerinin tüm incelemeleri, sözleşme tarafının LEI'si ile doğru şekilde tanımlandığını teyit etmelidir. Taraflar LEI'lerin her yıl yenilenmesini ve delege edilmiş raporlama hizmetleri sunan bir tüzel kişinin, müşterilerinin LEI yenileme tarihlerini izleyerek bu tarihleri onlara zamanında bildirmesini sağlamalıdır."

Lüksemburg: Lüksemburg Menkul Kıymetler Borsası, kod tahsis eden kurumlar için ayrıcalıklı tanımlayıcı olarak LEI'yi 1 Ocak 2017'de kabul edecektir

28 Eylül 2016 tarihli Arendt raporuna göre Lüksemburg'un resmi atanmış mekanizmasının (OAM) operatörü sıfatıyla Lüksemburg Menkul Kıymetler Borsası 1 Ocak 2017'den itibaren LEI'yi, tahsis eden kurumlar için ayrıcalıklı tanımlayıcı olarak kabul edeceğini ilan etmiştir. "Bu açıklama, menkul kıymetleri düzenlenmiş bir piyasada işlem görmek üzere kabul edilmiş tahsis kurumları ile ilgili bilgilere yönelik şeffaflık gerekliliklerinin uyumlandırılmasına ilişkin 2004/109/EC no'lu Yönergeyi değiştirilmiş şekliyle (bkz. Şeffaflık Yönergesi') tamamlayan 19 Mayıs 2016 tarihli Komisyon Yetkili Düzenleme (EU) 2016/1437'nin yayınlanmasının ardından yapılmıştır. Açıklanan değişiklik, Şeffaflık Yönergesi Madde 2(1)(i) kapsamında ana Üye Ülkesi Lüksemburg olan tüm tahsis kurumları için bu yılın sonunda bir LEI edinme yükümlülüğü ile sonuçlanacaktır. (…) Lüksemburg'un dışında tüzel kişilik kazanmış ancak Şeffaflık Yönergesi Madde 2(1)(i) kapsamında ana Üye Ülkesi olarak Lüksemburg'u seçmiş tahsis kurumlarının, kuruluşun yetki alanında bir LEI edinmenin uygulanabilirliğine ilişkin sorgulama yapmaları tavsiye edilir."

A.B.D.: Yatırım şirketi raporlama modernizasyonu, LEI kullanımını benimsiyor

13 Ekim 2016'da Mondovisione Birleşik Devletler (U.S.) Menkul Kıymatler ve Borsalar Komisyonu (SEC veya Komisyon) Komiseri Kara M. Stein'ın yatırım şirketlerinde raporlama modernizasyonu ile ilgili bir beyanını yayınladı. Komiser Stein'a göre: "Son yirmi yıl içinde fonlar, milyonlarca Amerikalının mali planlarının odak noktası haline geldi. Bireyler tasarruflarını bu yatırım fonlarına emanet ederek emeklilikleri, çocuklarının okul ücretlerini ödemek, ev satın almak ve diğer önemli mali hedefleri için hazırlanıyorlar. Talep ettiğimiz yeni veriler Komisyon'a bu fonların büyüme, eğilim, kalıp ve faaliyetlerini daha iyi izleme olanağı tanıyacaktır. Ayrıca önemli yatırım kararlarını alırken yatırımcılara daha faydalı bilgiler sunulabilmesine de yardımcı olacaktır."

"Öncelikle, bugün benimsediğimiz yeni formlar, fonların portföy ve sayım bilgilerini Komisyon'a ve halka bildirilme şeklini modernize edecektir. İkinci olarak, bugünkü kural Komisyon'a ilave ve daha sık raporlama gerektirecektir. Bu özellikle fonların türevler, [borsa yatırım fonları] ETF'ler ve risk tedbirlerine ilişkin kritik yeni bilgileri sağlamasını zorunlu kılacaktır. Her zamankinden daha hızlı ve daha karmaşık olan günümüz piyasalarında bu değişiklikler, daha iyi değerlendirme ve izlemeye yönelik önemli bir adım teşkil etmektedir. Komisyon'un yeni trendleri ve riskleri daha yakından takip etmesine izin verilmelidir – sonuçta tüm bunlar yatırımcıların yararına olan uygulamalardır."

"Bugün yürürlüğe koyduğumuz kurala ilişkin en önemli noktalardan birinin, kayıtlı fonlardan rapor vermelerini isteme yöntemimiz olduğunu düşünüyoruz. Fonlar yeni formları yapılandırılmış bir XML formatında gönderecektir. Diğer bir deyişle bilgiler bir kişi tarafından okunabilirken, analiz için bilgisayarlar tarafından da kolayca işlenebilecektir. Bugünkü kural aynı zamanda tüzel kişi kimlik kodu veya kısaca LEI'nin kullanmını da benimsemektedir. LEI, mali piyasa katılımcılarını raporlar ve piyasalar genelinde benzersiz şekilde tanımlamanın bir yoludur. Varlıklarda binlerce kayıtlı fon ve trilyonlarca doların yattığı dünyamızda LEI, fonların hem tanımlanmasını hem de analizini geliştirmeye yardımcı olacaktır. Yapılandırılmış verilerin ve LEI'nin daha kapsamlı kullanımı piyasa katılımcılarına, Komisyon'a ve diğer düzenleyicilere sınırlı kaynaklardan en iyi şekilde yararlanma ve raporlanan verileri daha iyi anlama olanağı sağlayacaktır. Bu nedenlerle, modernize edilmiş ve zenginleştirilmiş bu raporlama sisteminin benimsenmesini desteklemekten memnunum."

IMF ve FSB G20 Veri Boşlukları Girişimi'nin ikinci etabına ilişkin ilk ilerleme raporunu yayınladı: LEI kapsamının genişletilmesi, ulaşılabilecek evrensel bir kimlik kodunun kullanılabilirliğine ilişkin tüm yararları sağlamakta kilit unsur olacaktır

Uluslararası Para Fonu (IMF) personeli ve Finansal İstikrar Kurulu (FSB) Sekreteryası tarafından, Yirmiler Grubu (G20) Veri Boşlukları Girişimi'nin (DGI-2) ikinci etabına ilişkin hazırlanan ilk ilerleme raporu Eylül 2016'da yayınlanmıştır.

Raporda belirtildiği üzere, "DGI-2'nin ana hedefi, poliçe kullanımına yönelik güvenilir ve zamanında istatistiklerin düzenli toplanması ve yayımlanması görevlerini yerine getirmektir. İçerdiği yirmi tavsiye üç ana başlık altında kümelenmiştir: (1) finans sektöründe risk takibi, (2) zayıf noktalar, ara bağlantılar ve dağılmalar, ve (3) resmi istatistiklere ilişkin veri paylaşımı ve iletimi. DGI-2 bir yandan DGI-1 tavsiyelerinin sürekliliğini muhafaza ederken, diğer yandan G20 ekonomilerinin bu tavsiyelere yönelik asgari düzeydeki müşterek veri setlerini derlemesi ve dağıtması için daha özel hedefler oluşturmaktadır. DGI-2 ayrıca, sürekli gelişen kullanıcıların ihtiyaçlarını yansıtan yeni tavsiyeler de içermektedir. Ek olarak DGI-2, ilgili diğer global girişimlerle sinerjiyi güçlendirmeyi de amaçlamaktadır."

Bu arada rapor, LEI konusundaki çalışmanın şu sonuçlara ulaşabileceğini de belirtmektedir: "DGI-2 çerçevesi ile kapsanan çeşitli veri setlerinin tutarlılığına ve kalitesine katkı sağlayabilir. LEI kapsamının genişletilmesi, ulaşılabilecek evrensel bir kimlik kodunun kullanılabilirliğine ilişkin tüm yararları sağlamakta kilit unsur olacaktır."

Bir blog yazısını yorumlamak isterseniz, lütfen yorumunuzu göndermek için İngilizce dilindeki GLEIF web sitesi blog işlevini ziyaret edin. Lütfen kendinizi adınız ve soyadınız ile tanıtın. Adınız, yorumunuzun yanında görünecektir. E-posta adresleri yayımlanmayacaktır. Lütfen tartışma panosuna erişerek veya katkıda bulunarak, GLEIF Bloglama Politikası şartlarına uymayı kabul ettiğinizi dikkate alın, bu nedenle lütfen dikkatlice okuyun.



Tüm önceki GLEIF Blog yayınlarını okuyun >
Yazar hakkında:

Stephan Wolf, Global Legal Entity Identifier Foundation'ın (GLEIF) CEO'sudur. 2023'te Almanya Uluslararası Ticaret Odası Kurulu üyesi olarak seçilmiştir. 2021'de, global Dijital Standartlar Girişiminin (DSI) bir parçası olarak yeni oluşturulan Sektör Danışma Kurulunda (IAB) görevlendirilmiştir. Bu görev kapsamında, Trusted Technology Environment iş akışında eş başkanlık görevini üstlenmiştir. Wolf, Ocak 2017 ile Haziran 2020 arasında Uluslararası Standardizasyon Örgütü Teknik Kurulu 68 FinTech Teknik Danışma Grubunun (ISO TC 68 FinTech TAG) Yardımcı Toplantı Organizatörü görevini üstlenmiştir. Wolf, Ocak 2017'de One World Identity tarafından Identity'de İlk 100 Lider'den biri olarak adlandırıldı. Veri operasyonları ve global uygulama stratejisinin oluşturulmasında geniş bir deneyime sahiptir. Kariyeri boyunca temel iş ve ürün geliştirme stratejilerinin ilerletilmesine öncülük etmiştir. Wolf, 1989 yılında IS Innovative Software GmbH'in ortak kurucularından biri olmuş ve ilk olarak bu şirketin yönetici direktörü olarak hizmet vermiştir. Daha sonra, bu şirketin halefi IS.Teledata AG'nin yönetim kurulunun sözcülüğüne atanmıştır. Bu şirket nihai olarak Interactive Data Corporation'ın bir parçası haline gelmiş ve Wolf CTO rolünü üstlenmiştir. Wolf, Frankfurt Am Main J. W. Goethe Üniversitesi'nden işletme yönetimi dalında lisans derecesine sahiptir.


Bu makale için etiketler:
Veri Yönetimi, LEI Haberleri, Borsa Dışı (OTC) Türevler, Politika Gereklilikleri, Standartlar, Düzenleme, Uyum, MiFID II / MiFIR